pack

US /pæk/
UK /pæk/
"pack" picture
1.

paket, sırt çantası, balya

a collection of items wrapped or tied together for carrying

:
•
He carried a large pack on his back.
Sırtında büyük bir paket taşıyordu.
•
The hiker prepared his pack for the long journey.
Yürüyüşçü uzun yolculuk için çantasını hazırladı.
:
bundlepackagebackpackloadbale
2.

sürü, paket

a group of wild animals, especially wolves, hunting together

:
•
A pack of wolves roamed the forest.
Bir sürü kurt ormanda dolaşıyordu.
•
The alpha male led the pack.
Alfa erkek sürüyü yönetiyordu.
:
herdflockgroupgangcrowd
1.

paketlemek, toplamak

to put something into a container or into a bag, especially for travelling or sending by mail

:
•
She needs to pack her suitcase for the trip.
Seyahat için bavulunu toplaması gerekiyor.
•
Don't forget to pack your toothbrush.
Diş fırçanı paketlemeyi unutma.
:
loadfillstowbundlewrap
2.

doldurmak, tıkmak

to fill a space or container tightly or completely

:
•
The crowd began to pack the stadium.
Kalabalık stadyumu doldurmaya başladı.
•
The books were packed tightly on the shelves.
Kitaplar raflara sıkıca yerleştirilmişti.
:
fillcramstuffjamcompress
:
packedpackingpack insix-packpack uppack ratpack animal