packed

US /pækt/
UK /pækt/
"packed" picture
1.

dolu, kalabalık

densely filled or crowded with people or things

:
•
The train was so packed that I could barely move.
Tren o kadar doluydu ki zar zor hareket edebiliyordum.
•
The stadium was packed with cheering fans.
Stadyum tezahürat yapan taraftarlarla doluydu.
:
crowdedfullcrammedjammedstuffed
2.

paketlenmiş, hazırlanmış

arranged and put into a container

:
•
The clothes were neatly packed in the suitcase.
Kıyafetler bavula düzenli bir şekilde yerleştirilmişti.
•
Lunch is already packed for your trip.
Yolculuğunuz için öğle yemeği zaten hazırlanmış.
:
wrappedboxedbaggedcased
1.

paketlemek, toplamak

to put things into a bag, box, etc., especially in order to take them somewhere

:
•
She needs to pack her suitcase before the trip.
Seyahatten önce bavulunu toplaması gerekiyor.
•
Don't forget to pack your toothbrush.
Diş fırçanı paketlemeyi unutma.
:
loadfillbundlewrap
:
packpackingpack insix-packpack uppack ratpack animal