jam kelimesinin Türkçe anlamı

jam İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin

jam

US /dʒæm/
UK /dʒæm/
"jam" picture

İsim

1.

reçel

a sweet spread made from fruit and sugar, often used on bread or toast

Örnek:
She made homemade strawberry jam.
Ev yapımı çilek reçeli yaptı.
I like toast with butter and jam for breakfast.
Kahvaltıda tereyağlı ve reçelli tost severim.
Eş Anlamlı:
2.

sıkışıklık, tıkanıklık

a situation in which a large number of vehicles are unable to move or move very slowly

Örnek:
We were stuck in a huge traffic jam for hours.
Saatlerce büyük bir trafik sıkışıklığında kaldık.
There was a paper jam in the printer.
Yazıcıda kağıt sıkışması vardı.

Fiil

1.

sıkıştırmak, tıkamak

to squeeze or pack tightly into a space

Örnek:
They managed to jam all their luggage into the small car.
Tüm bagajlarını küçük arabaya sıkıştırmayı başardılar.
People were jammed into the subway car during rush hour.
İnsanlar yoğun saatlerde metro vagonuna tıkış tıkış dolmuştu.
2.

doğaçlama yapmak, jam yapmak

to play music informally with other musicians, especially improvising

Örnek:
The musicians decided to jam together after the concert.
Müzisyenler konserden sonra birlikte doğaçlama yapmak istediler.
They often jam in the garage on weekends.
Hafta sonları garajda sık sık doğaçlama yaparlar.
Eş Anlamlı:
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren
İlgili Kelime: