wrap

US /ræp/
UK /ræp/
"wrap" picture
1.

sarmak, paketlemek

cover or enclose (someone or something) in paper or soft material

:
•
She decided to wrap the gift in colorful paper.
Hediyeyi renkli kağıda sarmaya karar verdi.
•
He wrapped a blanket around himself to keep warm.
Sıcak kalmak için battaniyeyi etrafına sardı.
:
enfoldenvelopswathemufflebundle
2.

bitirmek, sonlandırmak

finish or complete (a film, show, or other project)

:
•
They hope to wrap filming by next month.
Gelecek aya kadar çekimleri bitirmeyi umuyorlar.
•
Let's wrap this meeting up.
Bu toplantıyı bitirelim.
:
finishcompleteconcludeendterminate
1.

şal, örtü

a loose outer garment or piece of material wrapped around the body

:
•
She wore a warm wrap over her shoulders.
Omuzlarına sıcak bir şal attı.
•
The dancer used a flowing silk wrap in her performance.
Dansçı performansında akıcı bir ipek örtü kullandı.
:
shawlstolecloakcapemantle
2.

dürüm, wrap

a type of sandwich or food item made by wrapping ingredients in a flatbread or tortilla

:
•
I'll have a chicken wrap for lunch.
Öğle yemeği için tavuklu dürüm alacağım.
•
The vegetarian wrap is very popular.
Vejetaryen dürüm çok popüler.
:
rollburritosandwich
:
wrap upplastic wrapwrap someone (up) in cotton woolwrap someone around your little finger