draw kelimesinin Türkçe anlamı
draw İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin
draw
US /drɑː/
UK /drɑː/

Fiil
1.
çizmek
to make a picture of something or someone with a pencil or pen rather than paint
Örnek:
•
She likes to draw animals.
Hayvanları çizmeyi sever.
•
Can you draw a straight line?
Düz bir çizgi çizebilir misin?
Eş Anlamlı:
2.
3.
çekmek, cezbetmek
to attract or interest someone
Örnek:
•
The exhibition is expected to draw large crowds.
Serginin büyük kalabalıkları çekmesi bekleniyor.
•
His charisma always manages to draw people to him.
Karizması her zaman insanları kendine çekmeyi başarır.
İsim
1.
2.
çekim, cazibe
an act of pulling or attracting something or someone
Örnek:
•
The draw of the city lights was irresistible.
Şehir ışıklarının çekiciliği karşı konulmazdı.
•
He felt a strong draw to the mountains.
Dağlara karşı güçlü bir çekim hissetti.
Eş Anlamlı:
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren