draw in

US /drɔː ɪn/
UK /drɔː ɪn/
"draw in" picture
1.

çekmek, dahil etmek

to attract or involve someone or something

:
•
The exhibition hopes to draw in a large crowd.
Sergi büyük bir kalabalığı çekmeyi umuyor.
•
The detective tried to draw in more witnesses.
Dedektif daha fazla tanığı çekmeye çalıştı.
:
attractenticelureengageinvolve
2.

kısalmak, içeri çekmek

to make something shorter or smaller, especially by pulling it inwards

:
•
The days are starting to draw in as winter approaches.
Kış yaklaşırken günler kısalmaya başlıyor.
•
The curtains draw in to block out the light.
Perdeler ışığı engellemek için içeri çekilir.
:
shortencontractshrinkpull in
:
drawingdrawdraw ondraw intodraw updrawing roomdraw out