stalemate kelimesinin Türkçe anlamı

stalemate İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin

stalemate

US /ˈsteɪl.meɪt/
UK /ˈsteɪl.meɪt/
"stalemate" picture

İsim

1.

çıkmaz, kilitlenme, beraberlik

a situation in which neither side in an argument or contest can make any progress

Örnek:
The negotiations reached a stalemate, with neither party willing to compromise.
Müzakereler bir çıkmaza ulaştı, hiçbir taraf uzlaşmaya yanaşmadı.
The game ended in a stalemate, as neither player could make a winning move.
Oyun çıkmazla sonuçlandı, çünkü hiçbir oyuncu kazanan bir hamle yapamadı.

Fiil

1.

çıkmaza sokmak, durdurmak

to bring to a stalemate

Örnek:
The strong defense managed to stalemate the opponent's attack.
Güçlü savunma, rakibin saldırısını çıkmaza sokmayı başardı.
Their differing opinions threatened to stalemate the entire project.
Farklı görüşleri tüm projeyi çıkmaza sokma tehdidi oluşturdu.
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren