slight

US /slaɪt/
UK /slaɪt/
"slight" picture
1.

hafif, küçük, önemsiz

small in degree; inconsiderable

:
•
There's a slight chance of rain today.
Bugün hafif bir yağmur ihtimali var.
•
She felt a slight pain in her knee.
Dizinde hafif bir ağrı hissetti.
:
minorminimalnegligibleinsignificanttrivial
:
considerablesignificantmajorlargegreat
2.

ince, narin

thin and delicate in build

:
•
She has a slight figure.
İnce bir fiziği var.
•
He was a tall, slight man.
Uzun, ince bir adamdı.
:
slimslenderfragiledelicatefrail
:
stoutheftyburlyrobustchunky
1.

küçümsemek, hakaret etmek, ihmal etmek

to treat (someone) with disrespect or neglect; to insult

:
•
She felt slighted by his rude remarks.
Kaba sözlerinden dolayı küçümsendiğini hissetti.
•
He deliberately slighted her by not inviting her to the party.
Onu partiye davet etmeyerek kasten küçümsedi.
:
disregarddisrespectinsultsnubaffront
:
honorrespectpraiseflatteracknowledge
1.

küçümseme, hakaret, ihmal

an act of disrespect or neglect; an insult

:
•
She took his silence as a slight.
Onun sessizliğini bir küçümseme olarak algıladı.
•
It was a deliberate slight to exclude her from the meeting.
Onu toplantıdan dışlamak kasıtlı bir küçümseme idi.
:
insultaffrontsnubdisregarddisrespect
:
honorrespectcomplimentpraisetribute