chunky

US /ˈtʃʌŋ.ki/
UK /ˈtʃʌŋ.ki/
"chunky" picture
1.

parçacıklı, iri parçalı

containing large pieces

:
She prefers chunky peanut butter over smooth.
Pürüzsüz fıstık ezmesi yerine parçacıklı olanı tercih ediyor.
The soup was thick and chunky with vegetables.
Çorba sebzelerle kalın ve parçacıklıydı.
2.

kalın, sağlam

sturdy and thick or broad

:
He wore a chunky knit sweater.
Kalın örgülü bir kazak giymişti.
The table had chunky wooden legs.
Masanın kalın ahşap ayakları vardı.
3.

iri yapılı, tıknaz

short and thick or broad in build

:
The baby had cute, chunky legs.
Bebeğin sevimli, tombalak bacakları vardı.
He was a chunky man with broad shoulders.
Geniş omuzlu, iri yapılı bir adamdı.