put in

US /pʊt ɪn/
UK /pʊt ɪn/
"put in" picture
1.

takmak, yerleştirmek

to install or place something inside something else

:
•
Can you help me put in this new light fixture?
Bu yeni aydınlatma armatürünü takmama yardım edebilir misin?
•
She decided to put in a new kitchen.
Yeni bir mutfak yaptırmaya karar verdi.
:
installinsertplacefitfix
2.

harcamak, katkıda bulunmak

to contribute or invest time, effort, or money

:
•
Everyone needs to put in some effort to make this project a success.
Bu projenin başarılı olması için herkesin biraz çaba sarf etmesi gerekiyor.
•
He put in a lot of hours working on his thesis.
Tezi üzerinde çalışmak için çok fazla saat harcadı.
:
contributeinvestdevoteexertapply
3.

sunmak, vermek

to submit or present something formally

:
•
You need to put in your application by Friday.
Başvurunuzu Cuma gününe kadar yapmanız gerekiyor.
•
The committee will put in a recommendation next week.
Komite önümüzdeki hafta bir tavsiye sunacak.
:
submitpresentlodgefiletender
:
putput onput toput intoput byput atput down