file

US /faɪl/
UK /faɪl/
"file" picture
1.

dosya, klasör

a folder or box for holding loose papers together and in order

:
•
Please put these documents in the correct file.
Lütfen bu belgeleri doğru dosyaya koyun.
•
I need to organize my office files.
Ofis dosyalarımı düzenlemem gerekiyor.
:
folderbinderportfolioarchivedocument
2.

dosya

a collection of data or programs stored in a computer's memory or on a storage device

:
•
Save the document as a PDF file.
Belgeyi PDF dosyası olarak kaydedin.
•
I accidentally deleted an important file.
Yanlışlıkla önemli bir dosyayı sildim.
:
documentdatarecordprogram
3.

eğe, törpü

a tool with a roughened surface, typically of steel, used for smoothing or shaping a hard material

:
•
He used a metal file to smooth the edges of the wood.
Ahşabın kenarlarını düzeltmek için metal bir eğe kullandı.
•
She sharpened her nails with a nail file.
Tırnaklarını tırnak törpüsüyle törpüledi.
:
raspgraterabrasive tool
1.

dosyalamak, arşivlemek

to place (documents) in a folder or box in a particular order

:
•
I need to file these invoices by date.
Bu faturaları tarihe göre dosyalamam gerekiyor.
•
She spent the afternoon filing old records.
Öğleden sonrayı eski kayıtları dosyalayarak geçirdi.
:
archivecategorizeindexstore
2.

vermek, dilekçe vermek

to submit (a legal document or application) to be officially recorded or considered

:
•
You need to file your tax returns by April 15th.
Vergi beyannamelerinizi 15 Nisan'a kadar vermeniz gerekiyor.
•
She decided to file a complaint against the company.
Şirkete karşı bir şikayet dilekçesi vermeye karar verdi.
:
submitlodgeregisterrecordapply
3.

eğelemek, törpülemek

to smooth or shape (something) with a file

:
•
He carefully filed down the rough edges of the metal.
Metalin pürüzlü kenarlarını dikkatlice eğeledi.
•
She filed her nails to a perfect oval shape.
Tırnaklarını mükemmel bir oval şekle törpüledi.
:
smoothgrindabradepolishshape
:
file cabinetnail file