flip

US /flɪp/
UK /flɪp/
"flip" picture
1.

çevirmek, takla atmak

turn over or cause to turn over with a sudden quick movement

:
•
He flipped the coin to decide who would go first.
Kim önce gidecek diye yazı tura attı.
•
The car flipped over several times after hitting the barrier.
Araba bariyerlere çarptıktan sonra birkaç kez takla attı.
:
turn overoverturninvertupendtopple
2.

atmak, çevirmek

move or toss (something) with a quick, light gesture

:
•
She flipped her hair over her shoulder.
Saçlarını omzunun üzerinden attı.
•
He flipped a page in the book.
Kitapta bir sayfa çevirdi.
:
tossflickthrowcastjerk
3.

değişmek, dönmek

change or cause to change from one state or position to another

:
•
The light flipped from red to green.
Işık kırmızıdan yeşile döndü.
•
His mood can flip in an instant.
Ruh hali bir anda değişebilir.
:
changeswitchshiftalterreverse
1.

çevirme, takla

a sudden quick movement

:
•
With a quick flip, he opened the lid.
Hızlı bir hareketle kapağı açtı.
•
The gymnast performed a perfect back flip.
Jimnastikçi mükemmel bir geri takla attı.
:
flicktossjerksomersaultacrobatics
2.

dönüş, değişim

a sudden, often unexpected, change or reversal

:
•
The stock market took a sudden flip downwards.
Borsa aniden aşağı doğru dönüş yaptı.
•
It was a complete flip from his usual behavior.
Bu, onun alışılmadık davranışlarından tam bir dönüş idi.
:
reversalturnaroundswitchshiftabout-face
1.

cüretkar, yüzeysel

superficial or flippant

:
•
He made a flip remark about the serious situation.
Ciddi durum hakkında cüretkar bir yorum yaptı.
•
Her flip attitude annoyed everyone.
Onun cüretkar tavrı herkesi rahatsız etti.
:
flippantsuperficialcavalierdisrespectfulimpertinent
:
flip chartflip-flopflipped classroomflip throughflip side