jerk

US /dʒɝːk/
UK /dʒɝːk/
"jerk" picture
1.

sarsıntı, silkeleme

a quick, sharp, sudden movement

:
•
The car came to a sudden jerk.
Araba aniden bir sarsıntıyla durdu.
•
He gave a jerk on the rope.
İpe bir silkeleme yaptı.
:
twitchspasmlurchjoltpull
2.

aptal, salak, gerizekalı

(informal) a contemptibly foolish or annoying person

:
•
He's such a jerk for saying that.
Bunu söylediği için tam bir aptal.
•
Don't be a jerk, help me out.
Aptal olma, bana yardım et.
:
idiotfoolassholemoroncretin
1.

sarsmak, hızla hareket ettirmek

to make a quick, sharp, sudden movement

:
•
He jerked the door open.
Kapıyı hızla açtı.
•
Her head jerked up in surprise.
Kafası şaşkınlıkla hızla kalktı.
:
pulltugyanksnatchlurch
:
clean and jerkjerk around