draft

US /dræft/
UK /dræft/
"draft" picture
1.

taslak, konsept

a preliminary version of a book, document, or speech

:
•
She submitted the first draft of her novel to her editor.
Romanının ilk taslağını editörüne sundu.
•
Please review the draft report and provide your feedback.
Lütfen taslak raporu inceleyin ve geri bildiriminizi sağlayın.
:
outlinesketchplanblueprintversion
2.

hava akımı, cereyan

a current of cool air in a room or other confined space

:
•
Close the window, there's a cold draft coming in.
Pencereyi kapat, soğuk bir hava akımı geliyor.
•
I felt a sudden draft from under the door.
Kapının altından aniden bir hava akımı hissettim.
:
breezecurrentgustwaft
3.

askerlik, seferberlik

a system of selecting people for compulsory military service

:
•
Many young men tried to avoid the military draft during the war.
Birçok genç adam savaş sırasında askeri seferberlikten kaçınmaya çalıştı.
•
The government announced a new draft for eligible citizens.
Hükümet, uygun vatandaşlar için yeni bir askerlik duyurdu.
:
conscriptionrecruitmentcall-upmuster
4.

yudum, içki

a single act of drinking

:
•
He took a long draft of his beer.
Birasından uzun bir yudum aldı.
•
She finished the water in one large draft.
Suyu tek bir büyük yudumda bitirdi.
:
gulpswigsipdrink
1.

taslak hazırlamak, kaleme almak

prepare a preliminary version of (a document)

:
•
I need to draft an email to the client by the end of the day.
Günün sonunda müşteriye bir e-posta taslağı hazırlamam gerekiyor.
•
The committee will draft a new policy on environmental protection.
Komite, çevre koruma konusunda yeni bir politika taslağı hazırlayacak.
:
composeformulatewritepen
2.

seçmek, askere almak

select (a person or group of people) for a special purpose

:
•
The team decided to draft a new player for the upcoming season.
Takım, gelecek sezon için yeni bir oyuncu seçmeye karar verdi.
•
He was drafted into the army right after college.
Üniversiteden hemen sonra orduya alındı.
:
recruitconscriptenlistcall up
:
draft pick