bar kelimesinin Türkçe anlamı

bar İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin

bar

US /bɑːr/
UK /bɑːr/
"bar" picture

İsim

1.

çubuk, parmaklık, bar

a long, rigid piece of wood, metal, or other material, typically used as a barrier, support, or fastener

Örnek:
He lifted the heavy iron bar.
Ağır demir çubuğu kaldırdı.
The window had security bars.
Pencerede güvenlik parmaklıkları vardı.
2.

bar, meyhane

a counter or stand where alcoholic drinks are served

Örnek:
Let's meet at the bar for a drink.
Bir şeyler içmek için bara gidelim.
The hotel has a cozy lounge bar.
Otelde rahat bir lounge bar var.
3.

kalıp, tablet

a small block of a solid substance

Örnek:
She bought a bar of chocolate.
Bir kalıp çikolata aldı.
He used a bar of soap to wash his hands.
Ellerini yıkamak için bir kalıp sabun kullandı.
Eş Anlamlı:
4.

şerit, bant

a band or stripe

Örnek:
The flag has three horizontal bars.
Bayrakta üç yatay şerit var.
He wore a uniform with a red bar on the sleeve.
Kolunda kırmızı bir şerit olan bir üniforma giyiyordu.
5.

bar, büfe

a counter or area where food is served, often self-service

Örnek:
The hotel offers a breakfast bar.
Otelde kahvaltı barı bulunmaktadır.
They have a great salad bar with fresh ingredients.
Taze malzemelerle harika bir salata barı var.
6.

bar

a unit of pressure equal to 100,000 pascals or approximately one atmosphere

Örnek:
The diving equipment can withstand pressures up to 200 bar.
Dalış ekipmanı 200 bar basınca kadar dayanabilir.
The tire pressure should be around 2.5 bar.
Lastik basıncı yaklaşık 2,5 bar olmalıdır.

Fiil

1.

engellemek, yasaklamak, men etmek

to prevent or forbid the entry or movement of someone or something

Örnek:
The police barred the road.
Polis yolu kapattı.
He was barred from entering the building.
Binaya girmesi yasaklandı.
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren