time kelimesinin Türkçe anlamı
time İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin
time
US /taɪm/
UK /taɪm/
İsim
1.
zaman
the indefinite continued progress of existence and events in the past, present, and future regarded as a whole
Örnek:
•
Time flies when you're having fun.
Eğlenirken zaman uçar gider.
•
We need more time to complete the project.
Projeyi tamamlamak için daha fazla zamana ihtiyacımız var.
2.
saat, vakit
a point of time as measured in hours and minutes past midnight or noon
Örnek:
•
What time is it?
Saat kaç?
•
The meeting starts at 9 o'clock sharp, so be on time.
Toplantı tam 9'da başlıyor, bu yüzden zamanında gel.
Eş Anlamlı:
3.
kez, defa
an instance of something happening or being done; a particular occasion or instance
Örnek:
•
I've told you many times not to do that.
Sana bunu yapmamanı birçok kez söyledim.
•
This is the first time I've visited Paris.
Paris'i ilk kez ziyaret ediyorum.
Eş Anlamlı:
Fiil
1.
zamanlamak, süre tutmak
measure the time taken by (an event or activity)
Örnek:
•
Can you time how long it takes to run a mile?
Bir mil koşmanın ne kadar sürdüğünü ölçebilir misin?
•
The chef carefully timed the cooking of the roast.
Şef, kızartmanın pişirme süresini dikkatlice ayarladı.
2.
zamanlamak, ayarlamak
do something at a particular moment or within a particular period
Örnek:
•
He timed his arrival perfectly to surprise everyone.
Herkesi şaşırtmak için gelişini mükemmel bir şekilde zamanladı.
•
The comedian timed his jokes for maximum effect.
Komedyen, şakalarını maksimum etki için zamanladı.
Eş Anlamlı:
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren