timely
US /ˈtaɪm.li/
UK /ˈtaɪm.li/

1.
zamanında, yerinde
done or occurring at a favorable or useful time; opportune.
:
•
The doctor's timely intervention saved the patient's life.
Doktorun zamanında müdahalesi hastanın hayatını kurtardı.
•
Your advice was very timely and helpful.
Tavsiyeniz çok yerindeydi ve faydalı oldu.
1.
zamanında, yerinde
at a favorable or useful time.
:
•
The reinforcements arrived timely, just as the battle was turning.
Takviyeler, savaşın gidişatı değişirken tam zamanında geldi.
•
He responded timely to the urgent request.
Acil talebe zamanında yanıt verdi.