marginal
US /ˈmɑːr.dʒɪ.nəl/
UK /ˈmɑːr.dʒɪ.nəl/
1.
kenar, sınır
relating to or situated at the edge or margin of something
:
•
There was a marginal note in the book.
Kitapta kenar notu vardı.
•
The village is located in a marginal area near the forest.
Köy, ormana yakın kenar bir bölgede yer almaktadır.
2.
önemsiz, ikincil
of secondary importance; not central or fundamental
:
•
His contribution was marginal to the success of the project.
Projenin başarısı için katkısı önemsizdi.
•
The issue was considered of marginal importance.
Konu önemsiz kabul edildi.
3.
sınırda, çok az
not quite reaching a specified level or standard
:
•
His performance was marginal, just enough to pass.
Performansı sınırdaydı, zar zor geçmeye yetti.
•
The company made only a marginal profit last quarter.
Şirket geçen çeyrekte sadece marjinal bir kar elde etti.