margin

US /ˈmɑːr.dʒɪn/
UK /ˈmɑːr.dʒɪn/
"margin" picture
1.

kenar boşluğu, kenar

the edge or border of something

:
•
Write your notes in the margin of the page.
Notlarınızı sayfanın kenar boşluğuna yazın.
•
The house stood on the margin of the forest.
Ev ormanın kenarında duruyordu.
:
edgeborderrimvergefringe
2.

marj, kar marjı

the difference between the value of sales and the cost of making and selling the products

:
•
The company operates on a very small profit margin.
Şirket çok küçük bir kar marjıyla çalışıyor.
•
They need to increase their gross margin to stay competitive.
Rekabetçi kalmak için brüt kar marjlarını artırmaları gerekiyor.
:
profit marginspreaddifference
3.

fark, pay

the amount by which one thing is greater or less than another

:
•
They won the election by a narrow margin.
Seçimi dar bir farkla kazandılar.
•
There's a wide margin for error in this calculation.
Bu hesaplamada geniş bir hata payı var.
:
differencegapleadadvantageroom
1.

kenar boşluğu bırakmak

to provide with a margin

:
•
The editor asked me to margin the document properly.
Editör benden belgeyi düzgün bir şekilde kenar boşluğu bırakmamı istedi.
•
You should margin your essay before printing.
Yazdırmadan önce makalenize kenar boşluğu bırakmalısınız.
:
borderedgeframe
:
marginalmarginalizemarginalizationprofit margingross marginnet profit margin