gridlock kelimesinin Türkçe anlamı
gridlock İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin
gridlock
US /ˈɡrɪd.lɑːk/
UK /ˈɡrɪd.lɑːk/

İsim
1.
trafik kilitlenmesi, trafik sıkışıklığı
a situation in which a network of roads becomes so congested that no traffic can move in any direction
Örnek:
•
The accident caused complete gridlock on the highway.
Kaza, otoyolda tam bir trafik kilitlenmesine neden oldu.
•
Rush hour often brings the city to a state of gridlock.
Yoğun saatler genellikle şehri trafik kilitlenmesine sokar.
2.
çıkmaz, kilitlenme
a situation, typically one involving opposing parties, in which no progress can be made
Örnek:
•
Political gridlock prevented any new legislation from passing.
Siyasi çıkmaz, yeni yasaların geçmesini engelledi.
•
Negotiations reached a point of gridlock, with neither side willing to compromise.
Müzakereler bir çıkmaza ulaştı, hiçbir taraf taviz vermeye istekli değildi.
Eş Anlamlı:
Fiil
1.
kilitlenmeye neden olmak, trafik sıkışıklığına yol açmak
to cause a network of roads to become so congested that no traffic can move in any direction
Örnek:
•
Heavy snow began to gridlock the city's main arteries.
Yoğun kar, şehrin ana arterlerini kilitlenmeye başladı.
•
A major protest could gridlock the entire downtown area.
Büyük bir protesto, tüm şehir merkezini kilitlenmeye neden olabilir.
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren
İlgili Kelime: