intense

US /ɪnˈtens/
UK /ɪnˈtens/
"intense" picture
1.

yoğun, şiddetli, kuvvetli

of extreme force, degree, or strength

:
•
The heat was so intense that we had to stay indoors.
Sıcaklık o kadar yoğundu ki içeride kalmak zorunda kaldık.
•
She felt an intense pain in her leg.
Bacağında şiddetli bir ağrı hissetti.
:
extremefiercepowerfulstrongacute
2.

yoğun, derin, tutkulu

having or displaying a strong feeling or quality

:
•
He has an intense desire to succeed.
Başarılı olmak için yoğun bir arzusu var.
•
She gave him an intense look.
Ona yoğun bir bakış attı.
:
passionateferventardentdeepprofound
:
intensiveintensityintenselyintensive careintensive care unit