hike

US /haɪk/
UK /haɪk/
"hike" picture
1.

yürüyüş, doğa yürüyüşü

a long walk or walking tour in the country or wilderness

:
•
We went on a long hike through the mountains.
Dağlarda uzun bir yürüyüşe çıktık.
•
The trail is perfect for a morning hike.
Parkur sabah yürüyüşü için mükemmel.
:
walktrekramblestrollmarch
2.

artış, zam

a sharp increase, especially in prices

:
•
There was a sudden hike in gas prices.
Gaz fiyatlarında ani bir artış oldu.
•
The company announced a pay hike for all employees.
Şirket tüm çalışanlara maaş zammı açıkladı.
:
increaserisejumpsurgeescalation
1.

yürüyüş yapmak, doğa yürüyüşü yapmak

to walk a long distance, especially in the country or wilderness

:
•
They plan to hike the Appalachian Trail next summer.
Gelecek yaz Appalachian Yolu'nu yürümeyi planlıyorlar.
•
We decided to hike to the waterfall.
Şelaleye yürümeye karar verdik.
:
walktrekramblestrollmarch
2.

artırmak, yükseltmek

to increase (a price, amount, etc.) sharply

:
•
The company decided to hike the prices of its products.
Şirket, ürünlerinin fiyatlarını artırmaya karar verdi.
•
The government might hike taxes next year.
Hükümet gelecek yıl vergileri artırabilir.
:
increaseraiseelevateboostescalate
:
hikinghiking boottake a hike