"go for" kelimesinin Türkçe anlamı

"go for" İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin

go for

US /ɡoʊ fɔːr/

UK /ɡoʊ fɔːr/

Deyimsel Fiil

seçmek, tercih etmek

to choose or select something

Örnek:

•

I think I'll go for the pasta tonight.

Bu akşam makarnayı tercih edeceğim sanırım.

•

She decided to go for the job offer in New York.

New York'taki iş teklifini kabul etmeye karar verdi.

Eş Anlamlı:

choose select opt for pick

hedeflemek, elde etmeye çalışmak

to try to achieve or obtain something

Örnek:

•

He's going to go for the world record.

Dünya rekorunu kovalayacak.

•

We should go for a win in this match.

Bu maçta galibiyet için oynamalıyız.

Eş Anlamlı:

aim for strive for pursue seek

saldırmak, üzerine atılmak

to attack someone or something

Örnek:

•

The dog suddenly went for the mailman.

Köpek aniden postacıya saldırdı.

•

The lion went for the weakest gazelle in the herd.

Aslan sürüdeki en zayıf ceylana saldırdı.

Eş Anlamlı:

attack assault charge at pounce on

hoşlanmak, çekilmek

to be attracted to someone or something

Örnek:

•

He really goes for intelligent women.

Zeki kadınlardan gerçekten hoşlanıyor.

•

I don't usually go for modern art, but this piece is amazing.

Genellikle modern sanattan hoşlanmam ama bu eser harika.

Eş Anlamlı:

like be keen on be attracted to fancy

Bu kelimeyi Lingoland'da öğren

İlgili Kelime:

go go in go on go by no go go with go into