get at

US /ɡet æt/
UK /ɡet æt/
"get at" picture
1.

ulaşmak, erişmek

to reach or gain access to something

:
•
The cat tried to get at the bird in the cage.
Kedi kafesteki kuşa ulaşmaya çalıştı.
•
It's hard to get at the truth when everyone is lying.
Herkes yalan söylerken gerçeğe ulaşmak zor.
:
accessreachobtainacquireuncover
2.

kastetmek, ima etmek

to imply or suggest something; to mean something

:
•
What are you trying to get at?
Neyi kastetmeye çalışıyorsun?
•
I don't understand what he's getting at with all these vague statements.
Bu belirsiz ifadelerle neyi kastettiğini anlamıyorum.
:
implysuggesthintallude toinsinuate
3.

takılmak, eleştirmek

to annoy or criticize someone repeatedly

:
•
Why are you always getting at me?
Neden sürekli bana takılıyorsun?
•
His boss keeps getting at him about his punctuality.
Patronu sürekli dakikliği konusunda ona takılıyor.
:
annoycriticizeharassnagbadger
:
getget onget inget on withget toget intoget by