flaming

US /ˈfleɪ.mɪŋ/
UK /ˈfleɪ.mɪŋ/
"flaming" picture
1.

alevli, yanan

on fire; burning

:
The logs were flaming brightly in the fireplace.
Odunlar şöminede parlak bir şekilde alevleniyordu.
A flaming torch lit their way through the dark cave.
Alevli bir meşale karanlık mağarada yollarını aydınlattı.
2.

lanet, kahrolası

used to express anger or frustration

:
What the flaming hell is going on here?
Burada ne cehennem oluyor?
I'm so sick of this flaming weather!
Bu lanet havadan çok sıkıldım!