flame
US /fleɪm/
UK /fleɪm/

1.
2.
aşk, sevgili
a person's sweetheart
:
•
She was his old flame from college.
O, üniversiteden eski sevgilisiydi.
•
He still carries a torch for his first flame.
İlk aşkına karşı hala bir şeyler hissediyor.
1.
2.
alevli eleştirmek, sertçe eleştirmek
to criticize someone fiercely or angrily online
:
•
He was flamed in the comments section for his controversial opinion.
Tartışmalı görüşü nedeniyle yorumlar bölümünde alevli eleştirilere maruz kaldı.
•
Don't flame new users, help them instead.
Yeni kullanıcıları alevli eleştirme, bunun yerine onlara yardım et.