burn kelimesinin Türkçe anlamı

burn İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin

burn

US /bɝːn/
UK /bɝːn/
"burn" picture

Fiil

1.

yanmak

to be on fire; to produce flames and heat

Örnek:
The wood burned brightly in the fireplace.
Odun şöminede parlak bir şekilde yandı.
The candle burned down quickly.
Mum hızla yandı.
2.

yakmak, ateşle yok etmek

to destroy or damage something with fire

Örnek:
The house was completely burned down.
Ev tamamen yandı.
He accidentally burned the toast.
Yanlışlıkla tostu yaktı.
3.

yakmak, ısı veya ateşle zarar vermek

to injure or damage by heat or fire

Örnek:
She burned her hand on the hot stove.
Elini sıcak ocakta yaktı.
The sun can burn your skin if you don't use sunscreen.
Güneş kremi kullanmazsanız güneş cildinizi yakabilir.
Eş Anlamlı:
4.

yakmak, tüketmek

to use fuel or energy

Örnek:
This car burns a lot of fuel.
Bu araba çok yakıt yakıyor.
Your body burns calories even when you're resting.
Vücudunuz dinlenirken bile kalori yakıyor.

İsim

1.

yanık

an injury caused by heat, fire, or radiation

Örnek:
He suffered severe burns in the accident.
Kazada ciddi yanıklar aldı.
Apply cream to the burn to soothe it.
Yanığa krem sürün.
Eş Anlamlı:
2.

yanma, yakma

the act or process of burning

Örnek:
The burn of the rubbish created a lot of smoke.
Çöpün yanması çok duman oluşturdu.
The controlled burn helped clear the overgrown brush.
Kontrollü yakma, aşırı büyümüş çalılıkları temizlemeye yardımcı oldu.
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren