fairness
US /ˈfer.nəs/
UK /ˈfer.nəs/

1.
adalet, dürüstlük
impartial and just treatment or behavior without favoritism or discrimination
:
•
The judge is known for his fairness in court.
Yargıç mahkemedeki adaletiyle tanınır.
•
We need to ensure fairness for all employees.
Tüm çalışanlar için adaleti sağlamalıyız.
2.
açık ten, açık saç
the quality of having light-colored hair or skin
:
•
Her natural fairness made her stand out in the crowd.
Doğal açık teni onu kalabalıkta öne çıkardı.
•
He inherited his mother's fairness and blue eyes.
Annesinin açık tenini ve mavi gözlerini miras aldı.