prejudice kelimesinin Türkçe anlamı
prejudice İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin
prejudice
US /ˈpredʒ.ə.dɪs/
UK /ˈpredʒ.ə.dɪs/

İsim
1.
önyargı
preconceived opinion that is not based on reason or actual experience
Örnek:
•
It's important to overcome personal prejudice.
Kişisel önyargıları aşmak önemlidir.
•
The jury was warned against any prejudice.
Jüriye herhangi bir önyargıya karşı uyarı yapıldı.
2.
zarar, hasar
harm or injury resulting or intended to result from an action or judgment
Örnek:
•
The decision was made without prejudice to future claims.
Karar, gelecekteki iddialara halel getirmeksizin alındı.
•
Dismissed without prejudice means the case can be refiled.
Zarar görmeden reddedilmek, davanın yeniden açılabileceği anlamına gelir.
Eş Anlamlı:
Fiil
1.
zedelemek, zarar vermek
cause harm to (a state of affairs)
Örnek:
•
This decision could prejudice our chances of success.
Bu karar başarı şansımızı zedeleyebilir.
•
His past actions might prejudice his current reputation.
Geçmişteki eylemleri mevcut itibarını zedeleyebilir.
Eş Anlamlı:
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren