fair kelimesinin Türkçe anlamı
fair İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin
fair
US /fer/
UK /fer/

Sıfat
1.
adil, dürüst
treating people equally without favoritism or discrimination
Örnek:
•
The teacher was always fair to all her students.
Öğretmen her zaman tüm öğrencilerine adil davrandı.
•
It's only fair that everyone gets a chance.
Herkesin bir şans alması sadece adil.
2.
3.
epey, oldukça
considerable in amount, extent, or degree
Örnek:
•
He made a fair amount of money from his investments.
Yatırımlarından epey para kazandı.
•
The movie received a fair number of positive reviews.
Film oldukça sayıda olumlu eleştiri aldı.
Eş Anlamlı:
Eş Anlamlı:
İsim
1.
fuar, panayır
a gathering of stalls and amusements for public entertainment
Örnek:
•
We went to the county fair and rode the Ferris wheel.
İlçe fuarına gittik ve dönme dolaba bindik.
•
The annual book fair attracts many visitors.
Yıllık kitap fuarı birçok ziyaretçiyi çekiyor.
Eş Anlamlı:
Fiil
1.
aydınlatmak, güzelleştirmek
to make something light or beautiful
Örnek:
•
The morning sun began to fair the eastern sky.
Sabah güneşi doğu gökyüzünü aydınlatmaya başladı.
•
She used a special cream to fair her complexion.
Cildini aydınlatmak için özel bir krem kullandı.
Zarf
1.
adilce, dürüstçe
in a just or impartial manner
Örnek:
•
He played fair and won the game.
Adil oynadı ve maçı kazandı.
•
She always treats her employees fair.
Çalışanlarına her zaman adil davranır.
Eş Anlamlı:
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren
İlgili Kelime: