cut in

US /kʌt ɪn/
UK /kʌt ɪn/
"cut in" picture
1.

sözünü kesmek, araya girmek

to interrupt someone while they are speaking

:
•
Please don't cut in when I'm talking.
Ben konuşurken lütfen sözümü kesme.
•
She always tries to cut in on our conversations.
Her zaman konuşmalarımıza müdahale etmeye çalışır.
:
interruptinterjectchime inbreak inbutt in
2.

önüne kırmak, araya girmek

to move suddenly in front of another vehicle, often dangerously

:
•
The car suddenly cut in, causing me to brake hard.
Araba aniden önüme kırdı, bu da sert fren yapmama neden oldu.
•
Don't cut in like that, it's dangerous!
Öyle önüme kırma, tehlikeli!
:
merge inpull in frontswerve in
3.

dahil etmek, ortak etmek

to include someone in a share of profits or benefits

:
•
Make sure you cut me in on the deal.
Anlaşmaya beni de dahil ettiğinden emin ol.
•
They decided to cut their new partner in on the profits.
Yeni ortaklarını kâra ortak etmeye karar verdiler.
:
includeinvolveshare withbring in
4.

devreye girmek, çalışmaya başlamak

to start an engine, especially when it has been off

:
•
The generator will cut in automatically when the power goes out.
Jeneratör elektrik kesildiğinde otomatik olarak devreye girecek.
•
The air conditioning unit will cut in when the temperature rises.
Sıcaklık yükseldiğinde klima ünitesi devreye girecek.
:
activateengagestart upkick in
:
cutcuttingcutting boardcut offlow-cutcut downbuzz cut