"bring in" kelimesinin Türkçe anlamı

"bring in" İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin

bring in

US /brɪŋ ɪn/
UK /brɪŋ ɪn/
"bring in" picture

Deyimsel Fiil

1.

getirmek, uygulamaya koymak

to introduce a new law or system

Örnek:
The government plans to bring in new regulations next year.
Hükümet gelecek yıl yeni düzenlemeler getirmeyi planlıyor.
They decided to bring in a new policy to improve efficiency.
Verimliliği artırmak için yeni bir politika getirmeye karar verdiler.
2.

getirmek, kazandırmak

to earn money or profit

Örnek:
The new product is expected to bring in a lot of revenue.
Yeni ürünün çok fazla gelir getirmesi bekleniyor.
His investments started to bring in a steady income.
Yatırımları düzenli bir gelir getirmeye başladı.
3.

dahil etmek, getirmek

to involve someone in a situation or discussion

Örnek:
We need to bring in an expert to solve this problem.
Bu sorunu çözmek için bir uzman getirmemiz gerekiyor.
Don't bring me in on your arguments.
Beni tartışmalarınıza dahil etmeyin.
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren