crack kelimesinin Türkçe anlamı

crack İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin

crack

US /kræk/
UK /kræk/
"crack" picture

İsim

1.

çatlak, yarık

a line on the surface of something along which it has broken without dividing into separate parts

Örnek:
There's a small crack in the window.
Pencerede küçük bir çatlak var.
The vase fell and developed a hairline crack.
Vazo düştü ve kılcal bir çatlak oluştu.
2.

çatlama, patlama

a sudden, sharp noise

Örnek:
We heard the loud crack of thunder.
Gök gürültüsünün yüksek çatlamasını duyduk.
The whip made a sharp crack in the air.
Kırbaç havada keskin bir çatlama sesi çıkardı.
3.

yarık, çatlak, aralık

a narrow opening or fissure, especially one in a rock or wall

Örnek:
The climber found a small crack to grip onto.
Dağcı tutunacak küçük bir çatlak buldu.
Light filtered through the cracks in the old barn wall.
Işık, eski ahır duvarındaki çatlaklardan süzülüyordu.

Fiil

1.

çatlatmak, kırmak

break or cause to break without complete separation of the parts

Örnek:
The ice began to crack under their weight.
Buz, ağırlıklarının altında çatlamaya başladı.
He accidentally cracked the screen of his phone.
Yanlışlıkla telefonunun ekranını çatlattı.
2.

çatırdamak, patlamak

make a sudden, sharp noise

Örnek:
The old floorboards cracked underfoot.
Eski döşeme tahtaları ayak altında çatırdadı.
His knuckles cracked as he clenched his fist.
Yumruğunu sıktığında eklemleri çatırdadı.
3.

çözmek, anlamak

find a solution to or an explanation for (a problem or mystery)

Örnek:
Scientists are trying to crack the code of DNA.
Bilim insanları DNA kodunu çözmeye çalışıyor.
They finally cracked the case after months of investigation.
Aylar süren soruşturmanın ardından nihayet davayı çözdüler.

Sıfat

1.

mükemmel, harika, usta

excellent or very good

Örnek:
He's a crack shot with a rifle.
Tüfekle usta bir nişancıdır.
They have a crack team of engineers.
Harika bir mühendis ekibine sahipler.
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren