rift

US /rɪft/
UK /rɪft/
"rift" picture
1.

yarık, çatlak, gedik

a crack, split, or break in something

:
A deep rift appeared in the glacier.
Buzulda derin bir yarık belirdi.
The earthquake caused a massive rift in the earth's surface.
Deprem, yeryüzünde büyük bir yarık oluşturdu.
2.

ayrılık, nifak, anlaşmazlık

a serious break in friendly relations between people or groups

:
The disagreement caused a deep rift between the two friends.
Anlaşmazlık, iki arkadaş arasında derin bir ayrılık yarattı.
Political differences created a growing rift within the party.
Siyasi farklılıklar parti içinde büyüyen bir ayrılık yarattı.
1.

yarılmak, çatlamak

to form a crack or split

:
The ice began to rift under the pressure.
Buz, basınç altında yarılmaya başladı.
The tectonic plates rift apart, creating new crust.
Tektonik plakalar ayrılır ve yeni kabuk oluşturur.