button

US /ˈbʌt̬.ən/
UK /ˈbʌt̬.ən/
"button" picture
1.

düğme

a small knob or disc sewn onto a garment, serving as a fastener by passing through a buttonhole

:
•
She sewed a new button on her coat.
Mantoya yeni bir düğme dikti.
•
This shirt has too many buttons.
Bu gömleğin çok fazla düğmesi var.
:
fastenerclaspstud
2.

düğme

a small, usually round, control that you push to operate a device or machine

:
•
Press the red button to start the machine.
Makineyi başlatmak için kırmızı düğmeye basın.
•
The remote control has many small buttons.
Uzaktan kumandada birçok küçük düğme var.
:
switchkeycontrol
1.

düğmelemek

fasten (a garment) with buttons

:
•
Please button up your coat, it's cold outside.
Lütfen ceketini düğmele, dışarısı soğuk.
•
He quickly buttoned his shirt before leaving.
Çıkmadan önce gömleğini hızla düğmeledi.
:
fastenclosesecure
2.

düğmeye basmak

press a button on a device or machine

:
•
Just button the remote to change the channel.
Kanalı değiştirmek için uzaktan kumandadaki düğmeye basın.
•
He buttoned the elevator to the tenth floor.
Onuncu kata çıkmak için asansörün düğmesine bastı.
:
presspushactivate
:
call buttonbelly buttonmute buttonhot buttonbutton mushroombutton-throughbright as a button