close

US /kloʊz/
UK /kloʊz/
"close" picture
1.

kapatmak, örtmek

shut (something)

:
•
Please close the door when you leave.
Lütfen çıkarken kapıyı kapatın.
•
She closed her eyes and drifted off to sleep.
Gözlerini kapattı ve uykuya daldı.
:
shutfastenseal
:
open
2.

bitirmek, sonlandırmak

bring or come to an end

:
•
The store will close at 9 PM.
Mağaza saat 21:00'de kapanacak.
•
Let's close this discussion and move on.
Bu tartışmayı kapatalım ve devam edelim.
:
endfinishconclude
:
beginstart
1.

yakın, samimi

at a short distance or interval

:
•
The two houses are very close to each other.
İki ev birbirine çok yakın.
•
We are very close friends.
Çok yakın arkadaşız.
:
nearadjacentintimate
:
fardistant
2.

yakın, benzer

having a strong resemblance or connection

:
•
The painting is a close copy of the original.
Resim, orijinalin yakın bir kopyasıdır.
•
The election results were very close.
Seçim sonuçları çok yakındı.
:
similartightaccurate
:
dissimilardistant
1.

yakın, bitişik

at a short distance

:
•
Don't stand too close to the edge.
Kenara çok yakın durma.
•
The car drove close past us.
Araba bize çok yakın geçti.
:
nearnearbyclosely
:
faraway
:
closedcloselyclose inclose byclose-knitclose-setclose-cropped