uncomfortable

US /ʌnˈkʌm.fɚ.t̬ə/

UK /ʌnˈkʌm.fɚ.t̬ə/

rahatsız, konforsuz

causing or feeling slight pain or physical discomfort

•

This chair is very uncomfortable.

Bu sandalye çok rahatsız.

•

I felt an uncomfortable sensation in my stomach.

Midemde rahatsız edici bir his hissettim.

rahatsız edici, utanç verici

causing or feeling slight embarrassment or awkwardness

•

There was an uncomfortable silence after his comment.

Yorumundan sonra rahatsız edici bir sessizlik oldu.

•

I felt very uncomfortable discussing my personal life.

Kişisel hayatımı tartışırken çok rahatsız hissettim.