comfortable

US /ˈkʌm.fɚ.t̬ə.bəl/
UK /ˈkʌm.fɚ.t̬ə.bəl/
"comfortable" picture
1.

rahat

providing physical ease and relaxation

:
This chair is very comfortable.
Bu sandalye çok rahat.
I need some comfortable shoes for walking.
Yürüyüş için rahat ayakkabılara ihtiyacım var.
2.

rahat, huzurlu

at ease and relaxed

:
She felt very comfortable talking to him.
Onunla konuşurken kendini çok rahat hissetti.
He's not comfortable with public speaking.
Topluluk önünde konuşmaktan rahatsız oluyor.