trim
US /trɪm/
UK /trɪm/
1.
2.
azaltmak, kısmak, düşürmek
reduce the size, amount, or extent of (something)
:
•
The company plans to trim its workforce by 10%.
Şirket iş gücünü %10 azaltmayı planlıyor.
•
We need to trim the budget to avoid overspending.
Aşırı harcamayı önlemek için bütçeyi kısmamız gerekiyor.
1.
süsleme, kenar, kaplama
ornamental edging or accessories on a garment or other item
:
•
The dress had a beautiful lace trim.
Elbisenin güzel bir dantel süsü vardı.
•
He added a chrome trim to his car.
Arabasına krom kaplama ekledi.
2.
durum, form, hazırlık
the condition or state of being ready for use or action, especially in good physical condition
:
•
The athlete was in excellent trim for the competition.
Sporcu yarışma için mükemmel formdaydı.
•
Keep your boat in good trim for safe sailing.
Güvenli seyir için teknenizi iyi durumda tutun.
1.
düzenli, şık, bakımlı
neat and smart in appearance; in good order
:
•
He always keeps his garden very trim.
Bahçesini her zaman çok düzenli tutar.
•
The sailor looked very trim in his uniform.
Denizci üniformasıyla çok şık görünüyordu.