stimulate
US /ˈstɪm.jə.leɪt/
UK /ˈstɪm.jə.leɪt/
1.
uyarmak, teşvik etmek, canlandırmak
to encourage something to grow, develop, or become active
:
•
The government plans to introduce measures to stimulate the economy.
Hükümet ekonomiyi canlandırmak için önlemler almayı planlıyor.
•
Reading can stimulate your imagination.
Okumak hayal gücünüzü canlandırabilir.
2.
uyarmak, harekete geçirmek, canlandırmak
to make a part of the body or a sense active or more active
:
•
The smell of coffee always stimulates my appetite.
Kahve kokusu her zaman iştahımı açar.
•
Certain chemicals can stimulate nerve endings.
Bazı kimyasallar sinir uçlarını uyarabilir.