skinny

US /ˈskɪn.i/
UK /ˈskɪn.i/
"skinny" picture
1.

zayıf, sıska

very thin

:
•
He's always been very skinny, no matter how much he eats.
Ne kadar yerse yesin hep çok zayıf olmuştur.
•
The cat was so skinny, you could see its ribs.
Kedi o kadar zayıftı ki kaburgaları görünüyordu.
:
thinleanscrawnyemaciatedbony
:
fatchubbyplumpobesestout
2.

dar paça, dar

denoting trousers or jeans that are very tight-fitting

:
•
She bought a new pair of skinny jeans.
Yeni bir dar paça kot pantolon aldı.
•
He prefers to wear skinny trousers for a modern look.
Modern bir görünüm için dar paça pantolon giymeyi tercih ediyor.
:
tightslim-fitform-fittingsnug
:
baggyloosewide-legrelaxed-fit
1.

bilgi, detay, haber

a piece of information or news

:
•
What's the skinny on the new project?
Yeni proje hakkında bilgi nedir?
•
Give me the skinny on what happened at the meeting.
Toplantıda ne olduğu hakkında bana bilgi ver.
:
infodetailslowdownscoopgist