bony

US /ˈboʊ.ni/
UK /ˈboʊ.ni/
"bony" picture
1.

kemikli, sıska

so thin that the bones can be seen

:
The starving dog was terribly bony.
Aç köpek korkunç derecede kemikliydi.
Her hands were bony and frail.
Elleri kemikli ve kırılgandı.
2.

kemikli, kemik benzeri

consisting of or resembling bone

:
The fossilized remains included several bony fragments.
Fosilleşmiş kalıntılar birkaç kemikli parça içeriyordu.
The fish had a very bony structure.
Balığın çok kemikli bir yapısı vardı.