qualified kelimesinin Türkçe anlamı

qualified İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin

qualified

US /ˈkwɑː.lə.faɪd/
UK /ˈkwɑː.lə.faɪd/
"qualified" picture

Sıfat

1.

nitelikli, vasıflı

officially recognized as being trained to perform a particular job; certified

Örnek:
She is a qualified doctor.
O nitelikli bir doktor.
Only qualified personnel should operate this machinery.
Sadece nitelikli personel bu makinayı çalıştırmalıdır.
2.

şartlı, sınırlı

not complete or absolute; limited in some way

Örnek:
He gave a qualified approval to the proposal.
Teklife şartlı onay verdi.
Her praise was qualified by a few criticisms.
Övgüsü birkaç eleştiriyle sınırlıydı.

Fiil

1.

nitelikli hale getirmek, vasıflandırmak

to make (someone) officially recognized as being trained to perform a particular job

Örnek:
The program aims to qualify students for careers in technology.
Program, öğrencileri teknoloji alanındaki kariyerler için nitelikli hale getirmeyi amaçlamaktadır.
His experience doesn't qualify him for the senior position.
Deneyimi onu kıdemli pozisyon için nitelikli kılmıyor.
2.

sınırlamak, şart koşmak

to make (a statement or assertion) less absolute; add reservations to

Örnek:
He had to qualify his earlier statement to avoid misunderstanding.
Yanlış anlaşılmayı önlemek için önceki açıklamasını sınırlamak zorunda kaldı.
The speaker was careful to qualify his remarks about the economy.
Konuşmacı, ekonomi hakkındaki sözlerini sınırlamaya özen gösterdi.
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren
İlgili Kelime: