partial

US /ˈpɑːr.ʃəl/
UK /ˈpɑːr.ʃəl/
"partial" picture
1.

kısmi, eksik

incomplete; not whole

:
The building suffered partial damage from the fire.
Bina yangından kısmi hasar gördü.
She made a partial payment on her loan.
Kredisine kısmi ödeme yaptı.
2.

düşkün, taraflı

having a strong liking for someone or something

:
She's very partial to chocolate cake.
Çikolatalı pastaya çok düşkün.
He's always been partial to classical music.
Her zaman klasik müziğe düşkün olmuştur.