log

US /lɑːɡ/
UK /lɑːɡ/
"log" picture
1.

kütük, tomruk

a part of the trunk or a large branch of a tree that has fallen or been cut down

:
•
We used a large log to sit on by the campfire.
Kamp ateşinin yanında oturmak için büyük bir kütük kullandık.
•
The beaver dragged the log into the water.
Kunduz kütüğü suya sürükledi.
:
trunktimberwoodbeamblock
2.

kayıt, günlük

an official record of events during the voyage of a ship or aircraft

:
•
The captain kept a detailed log of the ship's journey.
Kaptan, geminin yolculuğunun ayrıntılı bir kaydını tuttu.
•
The pilot updated the flight log after landing.
Pilot, inişten sonra uçuş kaydını güncelledi.
:
recordregisterjournaldiaryaccount
1.

kaydetmek, günlüğe yazmak

enter (an item) in a logbook or record

:
•
Please log your hours in the timesheet.
Lütfen saatlerinizi zaman çizelgesine kaydedin.
•
The system automatically logs all user activity.
Sistem tüm kullanıcı etkinliklerini otomatik olarak kaydeder.
:
recordregisterdocumentnoteenter
2.

kaydetmek, katetmek

achieve (a certain distance, speed, or time)

:
•
The runner managed to log a personal best time.
Koşucu kişisel en iyi zamanını kaydetmeyi başardı.
•
The car has logged over 100,000 miles.
Araba 100.000 milden fazla yol katetti.
:
achieveattainreachrecordregister
:
logginglog inlog onlog outlog cabinlog offsleep like a log