leaden kelimesinin Türkçe anlamı
leaden İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin
leaden
US /ˈled.ən/
UK /ˈled.ən/

Sıfat
1.
2.
kurşuni, donuk gri
of the color of lead; dull gray
Örnek:
•
The sky was a uniform, leaden gray, threatening rain.
Gökyüzü tekdüze, kurşuni griydi, yağmur tehdidi vardı.
•
Her face was a leaden white after she heard the bad news.
Kötü haberi duyduktan sonra yüzü kurşuni bir beyazdı.
3.
kurşun, kurşundan yapılmış
made of lead
Örnek:
•
The old church had a beautiful leaden roof.
Eski kilisenin güzel bir kurşun çatısı vardı.
•
He held a small, leaden figurine in his hand.
Elinde küçük, kurşun bir figürin tutuyordu.
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren