knock back

US /nɑk bæk/
UK /nɑk bæk/
"knock back" picture
1.

devirmek, kafaya dikmek

to quickly drink a large amount of an alcoholic drink

:
He can knock back several beers in an hour.
Bir saat içinde birkaç birayı devirebilir.
They were knocking back shots all night.
Bütün gece shotları deviriyorlardı.
2.

pahalıya mal olmak, çok para tutmak

to cost a lot of money

:
That new car will knock you back a fortune.
O yeni araba sana bir servete mal olacak.
The repairs are going to knock us back a few hundred dollars.
Tamiratlar bize birkaç yüz dolara mal olacak.
3.

geri savurmak, geri itmek

to cause someone to fall or move backward with a forceful blow

:
The punch knocked him back against the wall.
Yumruk onu duvara geri savurdu.
The explosion knocked people back several feet.
Patlama insanları birkaç metre geri savurdu.