junk
US /dʒʌŋk/
UK /dʒʌŋk/

1.
hurda, çöp, gereksiz eşya
old or discarded articles that are considered useless or of little value
:
•
The garage was full of old junk.
Garaj eski hurda doluydu.
•
I need to clear out all this junk from my attic.
Tavan arasımdaki tüm bu gereksiz eşyaları temizlemem gerekiyor.
2.
cunk
a type of Chinese sailing boat with a flat bottom and square sails
:
•
We saw a traditional Chinese junk sailing in the harbor.
Liman'da geleneksel bir Çin cunk'unun yelken açtığını gördük.
•
The old fisherman lived on his junk.
Yaşlı balıkçı cunk'unda yaşıyordu.
1.
hurdaya çıkarmak, atmak
discard as worthless
:
•
We decided to junk the old car.
Eski arabayı hurdaya çıkarmaya karar verdik.
•
Don't junk those old magazines; someone might want them.
O eski dergileri atma; birileri isteyebilir.