housing
US /ˈhaʊ.zɪŋ/
UK /ˈhaʊ.zɪŋ/
1.
konut, barınma
houses and apartments considered collectively
:
•
Affordable housing is a major issue in many cities.
Uygun fiyatlı konut birçok şehirde büyük bir sorundur.
•
The government plans to build more public housing.
Hükümet daha fazla sosyal konut inşa etmeyi planlıyor.
2.
muhafaza, kasa, kaplama
a rigid outer case or covering designed to protect an object
:
•
The camera's waterproof housing protects it from damage.
Kameranın su geçirmez muhafazası onu hasardan korur.
•
The engine housing needs to be replaced.
Motor muhafazası değiştirilmesi gerekiyor.