in-house
US /ˌɪnˈhaʊs/
UK /ˌɪnˈhaʊs/

1.
şirket içi, dahili
within an organization or company, rather than by an outside contractor or consultant
:
•
The company decided to handle all marketing in-house.
Şirket, tüm pazarlamayı şirket içinde yürütmeye karar verdi.
•
They have an in-house legal team.
Şirket içi bir hukuk ekibine sahipler.
1.
şirket içinde, dahili olarak
within an organization or company
:
•
All design work is done in-house.
Tüm tasarım işleri şirket içinde yapılır.
•
We prefer to develop our software in-house.
Yazılımımızı şirket içinde geliştirmeyi tercih ediyoruz.